Prof. Dr. İlknur EROL

1972 yılında Karabük’de doğdu. İlkokul öğrenimini Karabük Demir Çelik İlkokulu, ortaöğretimini Karabük Beşbinevler Ortaokulu, lise öğrenimini Karabük Demir Çelik Lisesinde tamamladı. 1989-1996 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1997-2002 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden uzmanlığını aldı.

Hakkımda Randevu Al

Serebral palsi, doğum öncesi, sırası veya sonrasında beyinde oluşan hasara bağlı olarak gelişen kalıcı hareket ve duruş bozukluğudur. Çocuklarda kas tonusu farklılıkları, motor gelişimde gecikme ve denge sorunları sıkça gözlenir.

Serebral palsi belirtileri çocuğun gelişim evrelerinde kendini gösterir. Başını tutmada zorluk, geç oturma veya yürüyememe gibi bulgular tanı için yol göstericidir. Bu durumlarda erken uzman başvurusu önemlidir.

Tanı sürecinde nörolojik muayene, gelişimsel testler ve görüntüleme yöntemleri kullanılır. Böylece motor bozukluğun derecesi ve eşlik eden diğer sorunlar belirlenebilir.

Tedavide fizik tedavi, ergoterapi, konuşma terapisi ve ilaç tedavileri uygulanır. Multidisipliner yaklaşım ve düzenli takip, çocuğun bağımsızlık düzeyini artırarak yaşam kalitesini iyileştirir.

Konu hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için iletişime geçin!



    Çocuklarda Serebral Palsi (Beyin Felci) Nedir?

    Çocuklarda Serebral Palsi (Beyin Felci), gebelikte, doğumda ya da doğumdan sonraki ilk 5 yılda yani gelişmekte olan beyinde anormal beyin gelişimi ya da beyin hasarına bağlı olarak kişinin kaslarını kontrol etme yeteneğini, hareketleri ve duruşu etkileyen bir grup nörolojik bozukluğu tanımlar.

    Serebral Palsi, aslında tek bir hastalık gibi düşünülmemeli. Daha çok, beynin hareket ve duruş kontrolünden sorumlu bölgelerindeki bir hasar veya gelişimsel farklılık sonucu ortaya çıkan bir durumu ifade eden bir şemsiye terimdir. Tıpkı bir orkestrada farklı enstrümanların uyumlu bir şekilde çalması gibi, beynimizin farklı bölgeleri de vücudumuzun hareketlerini koordine eder. İşte Serebral Palsi’de bu orkestranın bazı enstrümanlarında bir aksaklık meydana gelir. Bu aksaklık, kasların nasıl çalıştığını, ne kadar gergin olduğunu ve hareketlerin ne kadar koordineli olduğunu etkileyebilir. Bu durum çocuğun yürümesinden, ellerini kullanmasına, konuşmasından, hatta yutkunmasına kadar pek çok alanda farklı şekillerde kendini gösterebilir. Unutmamak gerekir ki Serebral Palsi ilerleyici bir durum değildir, yani beyindeki ilk hasar zamanla kötüleşmez. Ancak çocuğun büyümesi ve gelişmesiyle birlikte bu hasarın etkileri farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

    Serebral Palsi Neden Olur?

    Serebral Palsi en sık prematüre doğum ve doğumda bebeğin oksijensiz kalması ile ilişkilidir. Serebral Palsi’nin nedenleri oldukça çeşitli olabilir ve genellikle doğum öncesi, doğum sırası veya doğum sonrası dönemde meydana gelen olaylarla ilişkilidir. En sık karşılaşılan nedenlerden biri, erken doğum, yani prematüre doğumdur. Erken doğan bebeklerin beyinleri henüz tam olarak gelişmediği için, çeşitli hasarlara karşı daha savunmasız olabilirler. Örneğin beyin kanamaları veya beynin bazı bölgelerinde oksijen yetersizliği gibi durumlar Serebral Palsi’ye yol açabilir. Doğum sırasında yaşanan bazı komplikasyonlar da risk oluşturabilir. Bebeğin doğum kanalında uzun süre kalması, kordon dolanması veya doğum sırasında bebeğin yeterli oksijen alamaması (doğum asfiksisi) gibi durumlar beyin hasarına neden olabilir. Gebelik döneminde annenin geçirdiği bazı enfeksiyonlar, özellikle kızamıkçık veya toksoplazma gibi enfeksiyonlar da bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca annenin gebelik sırasında kullandığı bazı ilaçlar veya maruz kaldığı bazı toksinler de Serebral Palsi riskini artırabilir. Nadir durumlarda, genetik faktörler veya bebeğin anne karnında geçirdiği bir inme de Serebral Palsi’ye neden olabilir. Doğumdan sonraki ilk beş yıl içinde geçirilen menenjit, ensefalit gibi beyin enfeksiyonları veya kafa travmaları da gelişmekte olan beyinde hasara yol açarak Serebral Palsi’ye neden olabilir. Ancak tüm bu risk faktörlerine rağmen, bazı durumlarda Serebral Palsi’nin kesin nedeni belirlenemeyebilir.

    Serebral Palsi Belirtileri Nelerdir?

    Bebeklerde nedensiz bir şekilde çok sık ağlama görülüyorsa, ellerini başparmakları avuç içinde olacak şekilde yumulu tutuyor ve açmıyorsa, kol ve bacak hareketlerinde asimetri varsa mutlaka bir çocuk nöroloji bölümüne başvurmak gerekir. Serebral Palsi’nin belirtileri, çocuğun yaşına, beynin hangi bölgesinin ne kadar etkilendiğine ve hasarın şiddetine göre büyük farklılıklar gösterebilir. Bazı bebeklerde belirtiler çok erken dönemde fark edilebilirken, bazılarında ise motor becerileri gelişmeye başladıkça daha belirgin hale gelebilir. Yenidoğan döneminde, bebeğin emme ve yutma güçlüğü çekmesi, aşırı huzursuzluk ve sık ağlama nöbetleri, vücudunun aşırı derecede gevşek (hipotonik) veya aşırı derecede gergin (hipertonik) olması gibi durumlar Serebral Palsi şüphesini uyandırabilir. Daha büyük bebeklerde ve küçük çocuklarda ise motor gelişimde gecikmeler önemli bir işarettir. Örneğin yaşıtları desteksiz oturabilirken veya emekleyebilirken, Serebral Palsili bir bebek bu becerileri göstermekte zorlanabilir. El ve ayak hareketlerinde asimetri, yani bir tarafı diğer tarafa göre daha az veya farklı hareket ettirme de dikkat çekici bir belirti olabilir. Bazı bebekler ellerini sürekli olarak sıkılı tutabilir ve başparmaklarını avuçlarının içine saklayabilirler. Yürümeye başlayan çocuklarda ise denge sorunları, sık düşmeler, parmak ucunda yürüme, bacakları birbirine çaprazlayarak yürüme (makaslama yürüyüşü) veya çok geniş adımlarla yürüme gibi anormal yürüme şekilleri görülebilir. Ayrıca ince motor becerilerinde de zorluklar yaşanabilir, örneğin küçük nesneleri tutmakta, düğme iliklemekte veya kalem kullanmakta güçlük çekebilirler. Konuşma gelişimi de etkilenebilir ve konuşmada gecikme veya anlaşılması güç bir konuşma görülebilir. Bazı çocuklarda yutma güçlüğü ve buna bağlı olarak beslenme sorunları ve sıkıntıları da ortaya çıkabilir. Serebral Palsi sadece motor becerilerini değil bazen görme, işitme, öğrenme ve davranış gibi diğer alanları da etkileyebilir. Bu nedenle yukarıda sayılan belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, vakit kaybetmeden bir çocuk nöroloğu ile iletişime geçmek önemlidir.

    Konu hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için iletişime geçin!

    Serebral Palsi Tipleri Nelerdir?

    Serebral Palsi, etkilenen vücut bölgelerine ve motor bozukluğun türüne göre farklı tiplere ayrılabilir. En sık görülen tip, spastik Serebral Palsi’dir. Bu tipte, kaslarda artmış tonus (gerginlik) vardır ve bu durum hareketleri sert ve koordinasyonsuz hale getirir. Spastik Serebral Palsi de kendi içinde etkilenen vücut bölgelerine göre alt tiplere ayrılır: Spastik dipleji (genellikle bacaklar etkilenir), spastik hemipleji (vücudun bir tarafı etkilenir) ve spastik kuadripleji (tüm vücut etkilenir). Bir diğer tip ise diskinetik Serebral Palsi’dir. Bu tipte, istemsiz ve kontrolsüz hareketler görülür. Bu hareketler yavaş ve kıvrımlı (atetoid), hızlı ve ani (koreatetoid) veya kas tonusunda dalgalanmalarla seyreden (distonik) olabilir. Ataksik Serebral Palsi ise daha az görülür ve denge ve koordinasyon sorunları ile karakterizedir. Bazı durumlarda, bir çocukta birden fazla tipin özellikleri bir arada görülebilir, bu duruma mikst tip Serebral Palsi denir. Serebral Palsi’nin sınıflandırılması, çocuğun hangi alanlarda daha fazla zorluk yaşadığını anlamak ve uygun tedavi planını oluşturmak için önemlidir.

    Serebral Palsi Nasıl Teşhis Edilir?

    Serebral Palsi tanısı genellikle bir çocuk nöroloğu tarafından, çocuğun tıbbi öyküsü, fiziksel ve nörolojik muayenesi ve bazı durumlarda görüntüleme yöntemleri kullanılarak konulur. Erken tanı, tedaviye erken başlanması ve çocuğun gelişimsel potansiyelinin en üst düzeye çıkarılması açısından büyük önem taşır. Doktor, öncelikle gebelik ve doğum süreci hakkında detaylı bilgi alır. Bebeğin gelişimsel dönüm noktalarına ne zaman ulaştığı, motor becerilerindeki gelişim seyri ve varsa fark edilen belirtiler dikkatle değerlendirilir. Fiziksel muayenede, çocuğun kas tonusu, refleksleri, duruşu ve hareketleri incelenir. Nörolojik muayenede ise beyin ve sinir sistemi fonksiyonları değerlendirilir. Tanıyı desteklemek ve beyindeki olası hasarı veya gelişimsel farklılıkları görüntülemek için manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sıklıkla kullanılır. Bazı durumlarda, elektroensefalografi (EEG) gibi testler de yapılabilir, özellikle nöbet şüphesi varsa. Ayrıca genetik veya metabolik bir nedenin olup olmadığını araştırmak için bazı kan testleri de istenebilir. Serebral Palsi tanısı koymak, zaman alabilen ve dikkatli bir değerlendirme gerektiren bir süreçtir.

    Serebral Palsi Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

    Oluşmuş beyin hasarını geriye döndürmek mümkün olmadığından, Çocuk Nörolojisi önderliğinde Fizik Tedavi ve Ortopedi Bölümleri ile birlikte fonksiyonları artırmak kasılmaları önlemek amacı ile tedavi verilir. Kas gevşetici ilaçlar, fizik tedavi, çeşitli ortezler, botullinum toksini (botoks) enjeksiyonları, cerrahi yöntemler ve kas-hareket-konuşma eğitim programları çocuğun durumuna göre seçilerek uygulanır.

    Tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımlarıyla çocukların fonksiyonel yeteneklerini artırmak, kasılmaları önlemek, duruş bozukluklarını düzeltmek ve yaşam kalitelerini yükseltmek mümkündür. Tedavi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir, yani farklı uzmanlık alanlarından hekimlerin ve terapistlerin iş birliği içinde çalışması önemlidir. Bu ekipte genellikle çocuk nöroloğu, ortopedist, fizik tedavi uzmanı, ergoterapist, konuşma ve dil terapisti, özel eğitim uzmanı ve psikolog gibi profesyoneller yer alır. Fizik tedavi, Serebral Palsili çocukların tedavisinde temel taşlarından biridir. Fizyoterapistler, kas gücünü artırmaya, esnekliği geliştirmeye, dengeyi sağlamaya ve yürüme gibi kaba motor becerilerini iyileştirmeye yönelik özel egzersiz programları uygularlar. Ergoterapi ise ince motor becerilerini, günlük yaşam aktivitelerini (giyinme, soyunma, yemek yeme gibi) ve adaptif ekipman kullanımını öğretmeyi hedefler. Konuşma ve dil terapisi, iletişim becerilerini geliştirmek, konuşma bozukluklarını düzeltmek ve yutma güçlüğü olan çocuklara yardımcı olmak için uygulanır. Bazı durumlarda, kaslardaki aşırı gerginliği azaltmak için kas gevşetici ilaçlar veya botulinum toksini (botoks) enjeksiyonları kullanılabilir. Ortopedik sorunları düzeltmek veya kaslardaki kısalıkları gidermek için cerrahi müdahaleler de gerekebilir. Ayrıca çeşitli ortezler ve yardımcı cihazlar (yürüteçler, tekerlekli sandalyeler gibi) çocuğun hareketliliğini ve bağımsızlığını artırmak için kullanılabilir. Unutmamak gerekir ki her çocuğun durumu farklı olduğu için tedavi planı da bireysel olarak hazırlanır ve çocuğun ihtiyaçlarına göre düzenli olarak gözden geçirilir. Erken yaşta başlanan yoğun ve sürekli rehabilitasyon programları, Serebral Palsili çocukların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olabilir.

    Serebral Palsili Çocukların Uzun Dönem Yaşamları Nasıldır?

    Fiziksel sakatlık olan serebral palsi yaşam boyu süren bir rahatsızlıktır. Ancak Serebral Palsili çocukların uzun dönem yaşamları, durumlarının şiddetine, eşlik eden diğer sağlık sorunlarına ve aldıkları tedavi ve desteklere bağlı olarak büyük farklılıklar gösterebilir. Hafif düzeyde etkilenen çocuklar, genellikle bağımsız bir şekilde yaşayabilir, okula gidebilir, çalışabilir ve sosyal hayata aktif olarak katılabilirler. Daha ciddi düzeyde etkilenen çocuklar ise günlük yaşam aktivitelerinde daha fazla yardıma ihtiyaç duyabilirler ve özel eğitim ve destek programlarına katılmaları gerekebilir. Ancak Serebral Palsili birçok çocuk, uygun tedavi ve destekle önemli ölçüde ilerleme kaydedebilir ve anlamlı ve dolu dolu bir yaşam sürebilir. Önemli olan erken tanı, sürekli ve kapsamlı bir tedavi ve rehabilitasyon programı, ailelerin ve çevrenin desteği ve çocuğun potansiyeline inanmaktır. Unutmayalım ki her birey değerlidir ve Serebral Palsili çocuklar da kendi yetenekleri ve ilgi alanları doğrultusunda pek çok şeyi başarabilirler. Toplum olarak bizlerin de bu çocuklara ve ailelerine destek olmak, onların sosyal hayata katılımını kolaylaştırmak ve onlara fırsatlar sunmak önemli bir sorumluluğudur.