Prof. Dr. İlknur EROL

1972 yılında Karabük’de doğdu. İlkokul öğrenimini Karabük Demir Çelik İlkokulu, ortaöğretimini Karabük Beşbinevler Ortaokulu, lise öğrenimini Karabük Demir Çelik Lisesinde tamamladı. 1989-1996 yılları arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 1997-2002 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden uzmanlığını aldı.

Hakkımda Randevu Al

Uyku bozuklukları, çocuklarda gece terörü, uyurgezerlik ve uykuya dalmada güçlük gibi sorunlarla kendini gösterebilir. Bu durumlar, hem çocuğun gelişimini hem de aile yaşamını olumsuz etkiler. Nörolojik değerlendirme, doğru tanı için önemlidir.

Gece terörü ve uyurgezerlik, çocukluk çağında sık görülen parasomniler arasında yer alır. Bu tablolar genellikle beyin olgunlaşma süreciyle ilişkilidir, ancak bazen epilepsi gibi nörolojik hastalıkların belirtisi olabilir. Ayrıntılı öykü ve EEG incelemesi tanıya yardımcıdır.

Tedavi yaklaşımı, altta yatan nedene göre şekillenir. Hafif olgularda uyku hijyeninin düzenlenmesi yeterli olabilirken, ileri vakalarda ilaç tedavisi veya davranışsal terapiler uygulanır. Düzenli uyku saatleri ve stres faktörlerinin azaltılması önemlidir.

Ailelerin uyku bozuklukları konusunda bilgilendirilmesi, tedavi sürecinde temel rol oynar. Çocuğun güvenli uyku ortamının sağlanması ve düzenli hekim kontrolü ile bu sorunların büyük çoğunluğu kontrol altına alınabilir.

Konu hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için iletişime geçin!



    Çocuklarda Uyku Terörü Nedir?

    Çocuklarda uyku terörü, uykunun derin evrelerinde aniden ortaya çıkan, yoğun korku ve panik nöbetleridir. Sanki çocuğunuz rüyasında çok korkunç bir şey görmüş gibi bağırır, ağlar, terler ve huzursuzca hareket eder.

    Çocuklarda Uyku Bozuklukları Nasıl Yönetilir?

    Çocuklarda uyku bozukluklarının yönetimi genellikle ebeveynlerin rahatlatılması ve çocuğun güvenliğinin sağlanması odaklıdır. Düzenli bir uyku programı oluşturmak, yeterli uyku aldığından emin olmak, stresi azaltmak ve altta yatan diğer uyku sorunlarını tedavi etmek önemlidir. Uyku terörü sırasında çocuğu uyandırmaya çalışmak genellikle işe yaramaz, bu yüzden sakin kalıp onu yatağına geri yönlendirmek en doğrusudur. Uyurgezerlikte ise en önemli şey, çocuğun gece yürüyüşleri sırasında yaralanmasını önleyecek güvenlik önlemleri almaktır. İlaç tedavisi genellikle nadiren ve çok ciddi vakalarda düşünülür.

    Uyku, tüm yaş grupları için hayati bir ihtiyaçtır, ancak özellikle çocuklar için büyüme, gelişim ve öğrenme süreçlerinde kritik bir rol oynar. Sağlıklı bir uyku düzenine sahip olmak, çocukların günlük aktivitelerinde başarılı olmalarına ve fiziksel-zihinsel sağlıklarını korumalarına yardımcı olur. Ne yazık ki çocuklarda uyku bozuklukları oldukça yaygındır ve bu bozukluklar çocukların yaşam kalitesini derinden etkileyebilir. Ebeveynlerin uyku bozuklukları hakkında bilgi sahibi olmaları ve uyku bozukluklarını tanıyabilmeleri bu nedenle çok önemlidir. Sonuçta uyku bozukluğu sık rastlanılan yakınmalardan biridir. Pek çok ruhsal bozukluğa eşlik edebileceği gibi fiziksel rahatsızlıklarla birlikte de bulunabilir. Bazen uyku bozukluğu kişinin en önde gelen semptomu olabilir. Uyku bozuklukları dissomniyalar ve parasomniyalar adı altında iki grupta incelenebilir. Dissomniyalar uykuya dalma, uykunun kalitesi, karakteri ve süresi ile ilgili problemleri ifade ederken parasomniyalar ise uykuda görülen anormal bir durumu ifade eder. Çocuklarda uyku bozuklukları genelde parasonmiya şeklindedir: uyurgezerlik, kâbus görme, uyku terörü ve enüresis (idrar kaçırma) gibi. Eğer çocuğunuzda uyku sorunu varsa, yeterli uyku alınmaması unutkanlık, asabiyet, dikkat dağınıklığı gibi sorunlara neden olabilir. Çocuğunuz sürekli uykuya geçmede sorun yaşıyorsa, bulunduğu yaş dönemine göre daha az uyuyorsa, gece sık uyanıyorsa, uykusu sırasında anormal bir davranış varsa çocukta uyku bozukluğu olabilir. Bu durumda çocuk nöroloji bölümümüze başvurabilirsiniz.

    Çocuklarda Uyku Terörü Neden Olur?

    Uyku terörünün kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte uykunun derin evrelerinden ani uyanışlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu derin uyku evreleri, genellikle uykuya daldıktan sonraki ilk birkaç saat içinde yoğunlaşır. Çocukların uyku döngüleri yetişkinlere göre daha farklıdır ve bu da onları uyku terörüne karşı daha hassas hale getirebilir. Tıpkı bir arabanın vites değiştirirken kısa bir sarsıntı yaşaması gibi, çocuğun beyni de uyku evreleri arasında geçiş yaparken bazen “takılabilir” ve bu durum uyku terörüne yol açabilir.

    Genetik yatkınlık da önemli bir faktördür. Eğer ailede uyku terörü veya uyurgezerlik gibi parasomniler öyküsü varsa, çocuğun da bu durumları yaşama olasılığı artabilir. Sanki ailede bazı müzik aletlerine karşı bir yetenek olması gibi, bazı ailelerde de uyku düzeniyle ilgili benzer eğilimler görülebilir.

    Uyku düzenindeki bozukluklar, özellikle uykusuz kalmak veya düzensiz uyku saatleri, uyku terörünü tetikleyebilir. Tıpkı yorgun bir vücudun daha kolay hastalanması gibi, uykusuz bir beyin de uyku sırasında normalden farklı tepkiler verebilir.

    Stres ve kaygı da uyku terörünü tetikleyebilen psikolojik faktörler arasındadır. Özellikle ayrılık kaygısı yaşayan veya gün içinde stresli olaylar yaşayan çocuklar, gece uyurken bu stresin etkilerini uyku terörü şeklinde gösterebilirler. Sanki bir tencerenin altındaki ateş çok yükseldiğinde içindeki suyun kaynaması gibi, yoğun stres de çocuğun uyku düzenini bozabilir.

    Fiziksel rahatsızlıklar, özellikle ateşli hastalıklar da uyku terörünü tetikleyebilir. Vücudun enfeksiyonla savaşırken yaşadığı değişiklikler, beynin uyku düzenini de etkileyebilir. Bazı ilaçlar, özellikle antihistaminikler gibi uyku hali veren ilaçlar da nadiren uyku terörüne neden olabilir.

    Son olarak bazı altta yatan uyku bozuklukları, örneğin uyku apnesi gibi durumlar da uyku terörü riskini artırabilir. Bu tür durumlarda, çocuğun uykusu sık sık bölündüğü için, derin uyku evrelerinden ani uyanışlar daha olası hale gelebilir.

    Konu hakkında detaylı bilgi ve randevu almak için iletişime geçin!

    Uyurgezerlik Çocuklarda Nasıl Gelişir?

    Uyurgezerlik de tıpkı uyku terörü gibi, uykunun derin, non-REM (hızlı göz hareketi olmayan) evrelerinden birinde, genellikle uykuya daldıktan sonraki ilk birkaç saat içinde ortaya çıkar. Beynin bu evredeki uyanma mekanizmalarının tam olarak işlememesi sonucu, çocuk tam olarak uyanmadan motor becerilerini kullanmaya başlar. Sanki bir bilgisayar programının bazı fonksiyonları açık kalmış ama ana işletim sistemi henüz tam olarak yüklenmemiş gibi düşünebiliriz.

    Genetik faktörlerin uyurgezerlikte de önemli bir rolü vardır. Ailesinde uyurgezerlik öyküsü olan çocukların bu durumu yaşama olasılığı daha yüksektir. Bu da uyurgezerliğin genetik bir yatkınlıkla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

    Uyku düzenindeki bozukluklar, özellikle uykusuzluk ve düzensiz uyku saatleri, uyurgezerliği tetikleyebilir. Yeterince uyumamış veya sürekli farklı saatlerde yatan çocukların uyku döngüleri dengesizleşebilir ve bu da uyurgezerlik riskini artırabilir. Tıpkı bir müzik kutusunun mekanizmasının düzensiz çalışması gibi, dengesiz uyku da beynin uyku düzenini bozabilir.

    Stres ve kaygı, uyurgezerliği tetikleyebilen psikolojik faktörler arasındadır. Gün içinde yaşadığı stresli olaylar veya kaygılar, çocuğun gece uykusunda farklı davranışlar sergilemesine neden olabilir.

    Fiziksel rahatsızlıklar, özellikle ateşli hastalıklar ve bazı tıbbi durumlar da uyurgezerliği tetikleyebilir. Vücuttaki fizyolojik değişiklikler, beynin uyku düzenini etkileyerek uyurgezerliğe yol açabilir.

    Bazı ilaçlar, özellikle bazı uyku ilaçları ve antihistaminikler, uyurgezerliğe neden olabilir veya mevcut durumu kötüleştirebilir. Bu nedenle çocuğunuza herhangi bir ilaç vermeden önce mutlaka doktorunuza danışmanız önemlidir.

    Seyahat etmek veya farklı bir ortamda uyumak gibi rutin değişiklikleri de uyurgezerliği tetikleyebilir. Yeni bir ortamda uyumak, çocuğun uyku düzenini geçici olarak bozabilir ve bu da uyurgezerlik riskini artırabilir.

    Uyku Terörü ve Uyurgezerlik Arasındaki Farklar Nelerdir?

    Uyku terörü ve uyurgezerlik, her ikisi de uykunun derin evrelerinde ortaya çıkan parasomniler olsa da bazı önemli farklılıkları vardır. Tıpkı elma ve armut gibi, ikisi de meyve olsa da tatları ve görünümleri farklıdır.

    En belirgin fark, uyku teröründe yoğun korku ve panik duygusunun ön planda olmasıdır. Çocuk adeta dehşete kapılmış gibi bağırır, ağlar ve çırpınır. Uyurgezerlikte ise daha çok motor aktiviteler ön plandadır; çocuk yürür, dolaşır veya başka davranışlar sergiler ancak genellikle belirgin bir korku ifadesi taşımaz.

    Uyku terörü sırasında çocuk genellikle sakinleştirilmekte ve uyandırılmakta zorlanır, hatta bu çabalar durumu daha da kötüleştirebilir. Uyurgezer bir çocuk ise genellikle daha kolay yönlendirilebilir ve yatağına geri götürülebilir.

    Her iki durumda da çocuk ertesi sabah olayı hatırlamaz ancak uyku teröründe bu amnezi daha belirgindir. Uyurgezer çocuklar bazen çok kısa anlık görüntüler hatırlayabilirken, uyku teröründe genellikle hiçbir şey hatırlanmaz.

    Uyku terörü atakları genellikle daha kısa sürer, birkaç dakikadan yarım saate kadar uzayabilirken, uyurgezerlik atakları daha uzun sürebilir ve bazen evin içinde dolaşma veya hatta dışarı çıkma gibi daha karmaşık davranışları içerebilir.

    Son olarak uyku terörü genellikle daha küçük yaş çocuklarında (3-8 yaş) daha sık görülürken, uyurgezerlik daha geniş bir yaş aralığında (4-12 yaş) görülebilir ve hatta ergenlik dönemine kadar devam edebilir.

    Çocuğumda Uyku Bozukluğu Olduğundan Şüpheleniyorsam Ne Yapmalıyım?

    Eğer çocuğunuzda uyku terörü veya uyurgezerlik gibi bir uyku bozukluğundan şüpheleniyorsanız, öncelikle sakin olmanız ve endişelenmemeniz önemlidir. Unutmayın ki bu durumlar genellikle ciddi bir sağlık sorununa işaret etmez ve çoğu zaman kendiliğinden düzelir. Ancak yine de bir uzmana danışmak her zaman en doğru yaklaşımdır.

    İlk adım olarak çocuğunuzun uyku düzenini ve gece yaşadığı olayları detaylı bir şekilde not almanız faydalı olacaktır. Nöbetlerin ne zaman başladığı, ne sıklıkta tekrar ettiği, ne kadar sürdüğü ve çocuğunuzun bu esnada sergilediği davranışları yazılı olarak kaydetmek, doktorunuzla görüşürken size yardımcı olacaktır.

    Çocuğunuzun bir çocuk doktoruna veya çocuk nöroloji uzmanına başvurmanız önemlidir. Doktorunuz, çocuğunuzun tıbbi öyküsünü alacak, fiziksel muayenesini yapacak ve sizin notlarınızı değerlendirerek bir teşhis koymaya çalışacaktır. Bazı durumlarda, altta yatan başka bir sağlık sorununun olup olmadığını anlamak için ek tetkikler veya bir uyku çalışması (polisomnografi) önerebilir.

    Doktorunuzla görüşürken, çocuğunuzun genel sağlık durumu kullandığı ilaçlar, ailede uyku bozukluğu öyküsü olup olmadığı, gün içindeki stres seviyesi ve uyku alışkanlıkları hakkında detaylı bilgi vermeniz önemlidir.

    Uyku bozukluğu teşhisi konulduktan sonra, doktorunuz size uygun tedavi ve yönetim stratejileri hakkında bilgi verecektir. Bu genellikle, çocuğunuzun güvenliğini sağlamaya yönelik önlemler almak, düzenli bir uyku programı oluşturmak ve tetikleyici faktörlerden kaçınmak gibi davranışsal yaklaşımları içerir. Nadiren de olsa, çok şiddetli vakalarda ilaç tedavisi düşünülebilir.